top of page

Koçlukla Adım Adım Dönüşüm

“Bu akşam yemeğini hazırlamak için dünün çöp tenekesinin içinde malzeme arar mıydınız? Öyleyse yarının deneyimlerini yaratmak için dünün zihinsel çöp tenekesini karıştırmak niye?” Louise L. Hay

Kariyer Koçu, Purple and More

Dönüşüm kelimesi kişi de ilk başta hem heyecan uyandıran hem de bilinçaltında içsel olarak kokuyu tetikleyen bir kavramdır. Günlük hayatımızda gururla dönüştüğünü söyleyen ama aslında eski halinden farklı olmayan insanlarla karşı karşılaşırız.

Nedir bu gerçek dönüşüm ve bir anahtarı var mıdır?

Dönüşümden önce, bilinçaltı kavramını hatırlamak faydalı olacaktır. Yapılan araştırmalar bilinçaltımızın anne karnından başlayarak ve özellikle 3-9 yaş arasında şekillendiğini ve hayatınızı o dönemde içsel olarak aldığımız kararların yönettiğini kanıtlamış durumdadır. Bilinçaltı zihin-beden bütünlüğünde kişinin işletim programıdır. Bilinçaltı duyguları üretir ve saklar.

Aynı aileden neden farklı karakterde çocuklar yetişir, düşündünüz mü? Çünkü her çocuğun şartlanması, olaylardan çıkardığı sonuç ayrıdır. Kavga eden anne babanın tartışması izleyen bir çocuk “evlilik kötüdür asla evlenmem” diye bir ders çıkarırken diğer çocuk “evlilik kavga dolu bir şey belki evleneceğim ama benim çocuğum asla bu kavgaları yaşamasın, ben çocuk yapmayacağım” diye bir sonucu bilinçaltına atabilir ve bu düşüncesini hatırlamasa da onun bir şekilde çocuğu olmaz. Ya da annesini haklı bulup erkeklere karşı ön yargı oluşturabilir, erkeklerle ilişkisi bu çıkarımına göre yönlenir. Bu çıkarımlar her bireye göre değişir, onlarca farklı çıkarım olabilir. Önemli olan hayatımızı bu çıkarımları yönettiğini kabul edip, anlamamızdır.

3-9 yaş arasındaki çocuğun aldığı kararlar hayatımızı yönetmekse ise, o halde o çocuk dönüşmeden yapılan dönüşümlerin etkisi olmayacaktır ya da dönüşse bile bir süre sonra eskiye dönüş kaçınılmazdır. Daha da vahim olanı dönüşüp bu dönüşümü içselleştiremediğimiz için dönüşümden mutsuz olmaktır. Tıpkı yaptığımız evlilikler ya da iş değiştirdikten sonra yaşadığımız mutsuzluklar gibi. Nereye gidersek gidelim DÖNÜŞÜM yoksa o bilinçaltındaki kararı tekrar hayatımıza çekeriz.

Peki, bu çocuk nasıl dönüşecek?

Günümüzde bunun için birçok yöntem var. Örneğin; geçmişi şifalandırmak, NLP, bilinçaltı dönüşümler, bilinçaltı formatlamalar, olumlamalar, hipnoz, vb. tüm bu çalışmaların etkileri ve sonuçları genelde olumludur. Ancak, her ne kadar bu yöntemler kıymetli olsa da çocuk yaşta alınan bu kararların her biri için teker teker bu terapileri kullanmak zahmetli olabilmektedir. Bu noktada koçluk, tekniğiyle en önemli değişimin anahtarıdır. Çünkü iyi bir Koç, soracağı sorular ile sizde FARKINDALIK yaratır. Koçlukla beraber diğer tekniklerin beraber kullanılması da oldukça kişiye hız kazandıracak bir yoldur.

Yaşam Koçu

Nedir bu farkındalık ve nasıl çalışır?

Farkındalığın nihai güzelliği budur; ondan kaynaklanan herhangi bir şey sadece güzel, sadece doğru ve çabasızdır.” Osho

Koçluk öncelikle geçmişe değil şimdiki ana ve geleceğe odaklanır. Peki, koçluk nasıl bu küçük çocuğu dönüştürebilir? Koçluk size şunu fark ettirir: "Hayatınızdaki tüm seçimler ve kararlar size aittir ve siz istemedikçe hiçbiri değişmez." Bunu çokça duymuş olabilirsiniz, ama genelde egomuzun getirisi olarak çuvaldızı kendimize batırmaktan kaçınıp başkalarını suçlama eğilimindeyizdir. Sonuç değişmez, adımı atacak olan da sizsiniz, dönüşecek olan da sizsiniz. Korkular sizin, hayat sizin, zaman sizin… Ve en önemlisi siz sadece ve sadece şu anda yaşıyorsunuz. Geçmiş ve gelecek diye bir şey yok. Zaten, zamanın beynimizin bir illüzyonu olduğu, zamansızlık içerisinde yaşadığımız kanıtlanmış bir bilgidir. O halde, siz gerçekten bir şeyi başarmak istiyorsunuz diyelim, koçluk sürecinin başında öncelikle bu hedefiniz tespit edilir. Bunu gerçekten mi istiyorsunuz, yoksa başkaları için mi istiyorsunuz, istemenizin altında yatan temel neden nedir, bu belirlenir. Bu hedefinizi elde edince ne olacak, ne kazanacaksınız, bu kazanç sizin hayatınıza hizmet edecek mi, tüm bu soruların sonucunda ne istediğinizi bileceksiniz. Artık sizin “gerçek” bir hedefiniz olacak, tamamen size ait, sizi mutlu edecek ve sizi tatmin edecek.

Bir düşünün, gerçekten bir şeyi içsel olarak yapmak istersiniz sizi ne tutabilir? Hatırlayın, çocukken isteğiniz ne kadar mantıksız olsa da yaptırmak için ne kadar çok çaba sarf ederdiniz, çünkü o sizin gerçekten ulaşmak istediğiniz ve sizi mutlu edecek hedefti. Tıpkı o günlerdeki gibi, koçlukla içinizdeki çocuğun gerçek amacını keşfedeceksiniz yani, kendinizi gerçekleştirmeyi.

Biliyoruz ki, hayatımızda bazıları gerçek onlarca hedef koymuşuzdur, kendimize. Neden gerçekleşmez bu hedefler? İşte bu noktada koştuğun ikinci aşaması devreye girer. Yapılan seanslarda bilinç devre dışı kalınca 3-9 yaş arasındaki çocuğun korkuları, engelleri, şartlanmaları ya da bu hedefe ulaşmak için içindeki potansiyel güç ile kaynakları açığa çıkar. Etkili bir koçun sorduğunu güçlü sorular ile kişi kendini nasıl engellediğini ya da kendinde var olan içsel olanaklarını keşfeder. Kendine bir üst boyuttan bakabilir. Diyelim ki, siz bir kutunun içindesiniz ne istediğinizi biliyorsunuz ama nasıl yapacağınızı bilmiyorsunuz. Koç size kazandırdığı farkındalıklar ile size kutuya dışarıdan bakma anahtarını verir ve böylece başka bir boyuttasınızdır artık. Görürsünüz, izlersiniz kendinizi. Bir üst boyuta çıktığınızda diğer alternatif yolları keşfedersiniz. Başkaları nasıl başarmış, siz ne yapabilirsiniz tüm yollar önünüzdedir...

Korku, ego ile beslenen zihnimizin bir ürünüdür ve korkularımızı yaratan bilmezliktir. Neyi nasıl yapacağımızı bilmemek ya da şartlanmalardan dolayı kötü sonuçlar elde etme düşüncesidir, bu. Bu bilmezlik zihnimizi gözlemleyip farkındalıkla farklı bir boyuta çıkıp korkuyu kabul ettikten sonra kendini görmek, duymak, hissetmek ve hatta deneyimlemek ile son bulur.

Koçluk seanslarında hedefinizi ve mevcut durumumuzu belirledikten sonra diğer bir adım eyleme geçmektir. Nasıl sorusunun cevabı yine sizdedir. Hedef sizin, durum sizin ve artık bundan sonra nasıl, ne zaman, nerede ve kiminle olacak, yine siz belirleyeceksiniz.

Herkesin yoğurt yiyişi farklıdır. Başkasından alınan akıllar sizi bir yere kadar taşır. Kendi gücünüzü bir kenara bırakıp yönlendirmelere göre hareket edersiniz, tıkanırsınız. İçselleştiremediğiniz her akıl kuantum çekim yasasının açıkladığı gibi “Bak gördün mü denedin olmadı” sonucunu size kanıtlar dolayısı ile; ya eliniz gitmez o denileni yapmaya ve ertelersiniz ya da yarım bırakırsınız.

Koçluk tekniğinde eylem size aittir siz nasıl istersiniz o şekilde hedefe ulaşılır, hayatın sizin olduğu gibi. Kendinize en uygun rotayı belirlersiniz. Atılacak adımları attıktan sonra hedefe ulaşmak kaçınılmazdır. Ve güzelliği şuradadır: “Siz seçersiniz, siz yaparsınız ve o olur”. Siz kendinizi yani içinizdeki çocuğu dönüştürür ve onu mutlu edersiniz. O çocuğun yaşadığı içsel tatmin de sizi mutlu eder. Dönüşen çocuk artık isteklerini, yeteneklerini, korkularını bilir. Bir sonraki hedefin de artık nasıl gerçekleştirileceğini öğrenir. Artık, balık tutmayı biliyordur, üstelik kendi yoğurt yiyişi ile. Artık kararları dönüşmüştür, o dönüşmüştür, korkusuzdur, yeni bir çocuktur olması gerektiği gibi.

"Düşüncelerinize vurulan zinciri fark edin ve içinizdeki çocuğa izin verin."

Pınar TAŞCIOĞLU / Purple & More Coaching

Yazılarımın izinsiz veya kaynak gösterilmeden kopyalanması sizin vicdani bir etiğinizdir.

Purple and More Coaching

En Yeniler..
Bizdekiler..
Ara..
  • Facebook Classic
bottom of page